Ekim ayının en ilgi çekici yapımlarından biri olduğunu düşündüğüm ve büyük bir merakla beklediğim mini dizi Bodies 19 Ekim’de Netflix’te yayınlandı. Her biri yaklaşık 1’er saatlik 8 bölümden oluşan ve polisiye ile zamanda yolculuk gibi kişisel olarak çok sevdiğim iki türü harmanlayan bu başarılı yapım kesinlikle harcadığım vakte değen bir yapım oldu.
Dizinin konusuna ve oyuncularına az sonra değineceğim ama en başta aradan çıkarmak istediğim bir mevzu var.
Bodies dizisinden bahseden herkesin Netflix’in son derece popüler zamanda yolculuk dizisi Dark’ı gündeme getirdiğini göreceksiniz. Hatta dizinin Dark’tan esinlendiğini söyleyenler bile gördüm. Halbuki Bodies, bir çizgi roman uyarlaması. Si Spencer‘ın aynı isimli, 8 kısım olarak 2014-2015 yılları arasında yayınlanan çizgi romanından uyarlanıyor. Dark dizisinin çıkış tarihi ise 2017… Bu durumda bir esinlenme olmuşsa eğer, esinlenen yapım Dark oluyor zira çizgi romanlar diziden çok önce yayınlanmış. Kaldı ki Bodies zamanda yolculuğu kullansa da aslında temelde polisiye bir dizi. (Ve dürüst olayım, ben Bodies’i izlemekten çok daha fazla keyif aldım.)
Ayrıca aynı konuyu işleyen bir sürü dizi ve film var. Hikayeler benzer yapıda olabilir. Sürekli olarak dizileri ve filmleri çalıntı olmakla suçlamayı oldukça gereksiz bulduğumu da ekleyeyim. Neyse, biz şimdi Bodies’e dönelim.
Bodies: Konusu
Bodies, dört farklı zaman dilimindeki dört farklı dedektifin aynı cesedin katilini araştırmalarını konu alıyor. Londra’nın Doğu Yakası’nda bulunan Longharvest Sokağı’nda 1890, 1941, 2023 ve 2053 yıllarında bir ceset bulunur. Üstelik bu cesetler, aynı kurbana aitt. Farklı zaman dilimlerindeki bu dört dedektif, olayı soruşturmaya başlar. Ve çok geçmeden aralarında yıllar olan bu soruşturmaların birbirleriyle bağlantılı olduğunu keşfederler. Soruşturmalar giderek gizemli bir siyasi lider olan Elias Mannix üzerinde yoğunlaşmaya başlar. Mannix’in cinayette parmağı var mıdır? Yoksa işin içinde çok daha tekinsiz bir şeyler mi vardır? Dört dedektif gizemi çözmek için bir şekilde iş birliği yapmalı ve 150 yılı aşkın bir zamana yayılan bu komployu ortaya çıkarmalıdır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bodies İnceleme Videosu
Zamanda yolculuğu kullanan her yapımda mantık hataları maalesef kaçınılmaz. Bodies’i izlerken siz de pek çok mantık hatasını fark edeceksiniz, “Neden böyle oldu aslında şöyle olması gerekmez mi?” diyeceksiniz. Ancak şu da bir gerçek ki, dizi farklı zaman dilimlerindeki olayları birbirine gerçekten başarılı bir şekilde bağlıyor. Hem sürükleyici bir yapım, hem de nihayetinde tüm olayların birbiriyle bağlantısını görüyorsunuz ve her şey bir bütün haline geliyor ve anlam kazanıyor.
Açıkçası ben en başta bazı karakterlerin neden hikâyede olduklarını anlayamamıştım, gereksiz olduklarını düşünmüştüm. Ya da örneğin 1941’de geçen hikâye, dizinin kalanıyla bağlantısız gibiydi ilk bakışta. Ancak bölümler ilerledikçe hiç kimsenin önemsiz olmadığını görüyorsunuz. Her detay birbiriyle güzelce örtüşüyor.
Dizide 1890, 1941, 2023 ve 2053 yıllarındaki soruşturmaları izliyoruz. Her dönem için kullanılan renk paletleri farklıydı, set ve kostüm tasarımları da gerçekten çok başarılıydı. Farklı dönemler arası geçişlerde zaten tarihleri gösteriyor dizi size ama bu olmasaydı da ilk bakışta dönemleri direkt ayırt edebilirdiniz zaten.
Her dönemin atmosferi de farklı, teknoloji kaynaklı olarak soruşturmaların yürütülüş şekilleri farklılık gösteriyor elbette. Yıllar içerisinde ne kadar büyük bir ilerleme kaydettiğimizi görüyorsunuz. Ancak ben diziyi izlerken kendi adıma şunu fark ettim, sanırım böyle 1800’ler sonu, 1900’ler başındaki dönemlerin polisiyelerini izlemek bana daha fazla keyif veriyor. Dedektifler teknolojiye bel bağlamak yerine kendi zekâlarına ve dedektiflik yeteneklerine güvenmek zorunda kalıyorlar çünkü.
Bu arada sahneler arası geçişlerde kullanılan ekranı bölme tekniği ile çok hoş bir çizgi roman estetiği de yakalanmış bu arada, bu da benim bayağı hoşuma gitti. Yaşlandırma kullanılması gereken yerler olmuş ve bunu makyajla yapmaları gerekmiş. Ben bu makyajla yaşlandırma olayını gerçekten hiç sevmiyorum, burada da gözüme battı, batmadı değil ama sonuçta genel olarak hikayeye çok da olumsuz bir etkisi yoktu.
Bodies: Oyuncular & Karakterler
1890’daki dedektifimizi canlandıran isim Kyle Soller, 1941’deki dedektifimizi Jacob Fortune-Lloyd, 2023’teki dedektifimizi Amaka Okafor ve 2053’teki dedektifimizi ise Shira Haas canlandırıyor. Kendisini Unorthodox dizisinden anımsıyor olabilirsiniz. Elias Mannix karakterini canlandıran isimse Stephen Graham.
İngiliz dizilerinde normal olduğu üzere oyunculuklar elbette başarılı. Ama bunun dışında bence fiziksel özellikler olarak da farkı zaman dilimlerine uygun yapıda oyuncular seçilmiş. Ben özellikle 1941’deki dedektifimiz Charles Whiteman’ı canlandıran Jacob Fortune-Lloyd’un performansını bayağı beğendim.
Bodies: Son Söz
Bodies hem sürükleyici, hem 8 bölümden oluşuyor, hem de ucu açık pek nokta bırakmadan her şeyi güzelce birbirine bağlıyor. Hikâyeyi anlamak da çok zor değil bence, insanı karmaşıklığı ile bunaltmıyor, beyin yakmıyor. Hem polisiye, hem de zamanda yolculuk türlerini severleri tatmin edecek bir yapım ancak bir başyapıt da değil, bunu da özellikle belirtmek isterim.
Benim dizi için puanım IMDB ile örtüşüyor, yani 10 üzerinden 7,5. Kore dizisi Signal’i, 12 Monkeys dizisini ya da The Lazarus Project dizisini sevdiyseniz bunu da seveceksinizdir bence.