Bu incelemeyi yazmak için -öncelikle kendime- söz vermiştim ancak beklediğimden çok daha geç yazabiliyorum maalesef. Bunun da bazı sebepleri var, hemen detaylara geçiyorum. BTS Bon Voyage 2. sezonun ilk bölümü “Aloha, Hawaii!” 27 Haziran’da V LIVE’da Türkiye saati ile 16.00’da yayınlandı.
Yayınlandı yayınlanmasına ancak yayın ücretli bir yayın olmasına rağmen uygulama resmen “çöktü”. Ben tablet üzerinden izledim ve çökme sorunu yaşamadım ancak Twitter’dan takip ettiğim kadarıyla pek çok kişi yayını izleyemedi. Bir canlı yayın olmamasına rağmen V LIVE ilk bölümü canlı yayınmış gibi yayınladı, yani durdurma, geri alma ya da ileri sarma gibi şeyleri yapamıyorduk. Yaşanan problemler sebebiyle yayın sırasında “Yaşanan teknik sorunlar sebebiyle özür dileriz, en kısa sürede hemen “Replay” için bölümü tekrar yayınlayacağız” şeklinde bir uyarı bile geldi. Dediğim gibi ben bağlantı ile ilgili sorun yaşamamış olsam da, maalesef altyazı ile ilgili sorun yaşadım. Altyazı geriden geliyordu ve bu sebeple bölümü pek de konsantre olamadan izledim. (Aynı anda neredeyse 4 milyon kişinin canlı olarak izlediği BTS HOME PARTY sırasında herhangi bir sorun yaşamamışken, Bon Voyage 2. sezon sırasında teknik problemler yaşanmış olması da gerçekten şaşırtıcı bir ayrıntı…)
47 dakikalık ilk bölümün hemen ardından BTS, V LIVE üzerinden Bon Voyage 2. sezonu değerlendirdikleri bir canlı yayına başladılar. Aksaklıklar burada da devam etti, bir türlü yayını açamadığım için yaklaşık 5-6 dakikalık ilk kısmı kaçırdım ve izlerken de yayın 2 defa koptu. Kaldı ki İngilizce altyazı -canlı yayın olmasından mütevellit- var ile yok arasıydı.
Uzun yıllardır dizi izleyen, dizi yorumlayan, çeviri yapan ve hem günlük hayatında, hem de iş hayatında İngilizce ile içli dışlı olan ben, Korece konusunda gerçekten çok büyük sıkıntı yaşıyorum. İngilizce hayatımın o kadar önemli bir parçası ki, insanın bilmediği bir dil karşısında ne kadar büyük zorluk çekebileceğini düpedüz unutmuşum! Şimdi insan izlediği o kadar K-Drama, dinlediği o kadar K-Pop sonrasında en azından çat pat anlayabilmek istiyor Korece’yi ama maalesef gerçekler hiç de öyle değil: bir süredir az da olsa çalışıyor olmama rağmen Korece konusunda henüz hiç ilerleme kat edebilmiş değilim. Arada anladığım 3-5 kelime olsa da, bahsedilen konu hakkında fikrim olsa da henüz altyazı olmaksızın Korece yayınlar konusunda “ben bir hiçim” diyebilirim 🙂
İşte bu sebepler yüzünden önce ilk bölümün tekrarını, sonra da canlı yayının tekrarını izleyip bu yazıyı ondan sonra yazmak istediğimden yazı gecikti. Evet, ilk bölümü yeniden izledim ama maalesef canlı yayının “replay”i henüz yayınlanmadığından izleyemedim.
Bu uzun girişin ardından gelelim bölüm incelememize. Bölüm BTS’in Amerika’daki son konserinden görüntülerle başladı, çocuklar Hawaii’ye 4 Nisan’daki Anaheim konserinden sonra gidiyorlar. En başta çocuklar Amerika turnesi sonrası duygularını paylaşıyorlar. BTS genel olarak bu turne sonrası çok şey öğrendikleri, çok eğlendikleri, izleyicilerden pozitif enerji aldıkları konusunda hem fikir ve sonuçtan da mutlular. JungKook ve Tae özellikle İngilizce konusuna vurgu yaptılar, dil konusunun önemli bir engel olduğunu, İngilizcelerini geliştirmeleri gerektiğini düşüyorlar; içtenlikle şunu söyleyebilirim ki SİZİ ŞU ANDA ÇOK İYİ ANLIYORUM ÇOCUKLAR 🙂 NamJoon “Amerika’da konser vermemiz bir mucize” şeklinde bir yorum yapıyor ki bu yorumu duyunca istemsizce gülümsedim, çünkü bu bölüm çekilirken yaklaşık 2 ay sonra Billboard’da ödül alıp tüm Amerika’yı etkileri altına alacaklarından henüz habersizler 🙂
Sonrasında yapım ekibi BTS’e Bon Voyage 2. sezon için Hawaii’ye gideceklerini müjdeliyor, bu sezonun temasını da “Yiyelim, eğlenelim, takılalım” (Let’s eat, have fun and play!) olarak açıklıyor ki bu tema çocukların gerçekten çok hoşuna gidiyor. BTS “24 yıldır gitmedikleri” – yani hayatları boyunca hiç gitmedikleri- Hawaii’ye gidecekleri için elbette çok heyecanlılar. Bu sezon için Hawaii’nin seçilme sebebi de geçen sene yapılan bir röportajda Jimin, Suga ve J-Hope’un Hawaii’ye tatile gitmek istediklerini özellikle söylemiş olmaları.
Burada küçük bir not, ilk sezonda hem nereye gittikleri tam bir sürprizdi BTS için hem de hazırlanmaları için çok kısa zamanları vardı. Onları küçücük yurtlarında heyecanla hazırlanmaya çalışırken izlemek çok hoşuma gitmişti. Ancak bu sezon o sürpriz havası maalesef yok, gelecek sezonlarda da olabileceğini sanmıyorum. Bu durum biraz hüzünlü geldi bana nedense, tüm dünyada tanınmış bir müzisyen olmanın spontane davranamamak gibi dezavantajları da var maalesef 🙁
Beni Twitter üzerinden takip edenler, BTS’in stillerine de ne kadar meraklı olduğumu biliyor olmalılar. Çocukların sahne kostümleri kadar, günlük kıyafetleri de ilgimi çekiyor. Özellikle havaalanı stillerini yakından ve ilgiyle takip ediyorum. Moda konusunda pek de bilgi sahibi değilim ancak son aylarda BTS’ten büyük ilham aldığım bir gerçek. Normalde genellikle Jimin‘in havaalanı stilini çok iyi bulsam da, Hawaii yolculuklarında özellikle NamJoon, Tae ve Suga’nın kıyafetlerini beğendim. Aklımdan geçen 2 net düşünceyi sizinle de paylaşmalıyım: NamJoon ile aynı odada kalan Tae, oda arkadaşından moda konusunda çok şey öğrenmişe benziyor; herkes son moda ve marka çantalarla ile uçağa binerken Jin’in elinde neden poşet var 🙂
İlk yolculuk bittikten sonra BTS “Big Island”a gitmek için aktarma uçuşu beklemeye başlıyor. O andan itibaren, geçen sezonda olduğu gibi menajerler artık çocukları kendi hallerine bırakıyor. Tabii bu bilginin kendilerine aktarılması BTS’e geçen sezonu hatırlatıyor ve hemen uyarılara başlıyorlar “Bavulumuzu kaybetmeyelim arkadaşlar, ortadan kaybolmayalım arkadaşlar”. Bu arada aktarma uçuşu sırasında BTS ekonomi sınıfında yolculuk yaptı. Bu kısa ara uçuşta başka sınıf olmadığı için mi böyle yaptılar, yoksa özellikle mi bilemiyorum ama o gün o uçuşta BTS ile aynı uçakta olup, onların önünde ya da arkasında oturan insanlar acaba kimlerle birlikte seyahat ettiklerinin ve ne kadar şanslı olduklarının farkında mıydılar?
Aktarma uçuşu ile beraber BTS kendi kameralarını ele alıp, kendileri çekim yapmaya başlıyorlar. Yine burada dürüstçe söylemeliyim ki çocukları makyajsız, doğal halleriyle ve gözlerinin içi gülerken görmek gerçekten insana (en azından bana) mutluluk veriyor. Umarım bu seyahatten çok keyif almışlardır!
Çiçekli karşılamanın, bavulları teslim almanın ve kısa bir otomobil yolculuğunun ardından BTS ilk konaklayacakları eve geliyorlar. Kalacakları evde iki tek kişilik yatak olan bir oda, bir çift kişilik yatak olan bir oda ve bir de iki tekli kanepenin olduğu bir salon var. Evi kısaca dolaştıktan sonra, odaları bir yarışma sonucu belirlemeye karar veriyorlar: önce taş kağıt makas ile sıra belirleniyor, sonra da “Ghost Leg” ile kimin hangi odada kalacağı… Şimdi efendim şu konuya bir açıklık getirmeliyim, sanırım yüzlerce BTS videosu izledim ve çocukların da onlarca defa taş-kağıt-makas oynadığını gördüm, ancak 7 kişinin taş kağıt makas oynayarak nasıl olup da bir kazanan seçebildiğini hala anlayabilmiş değilim 🙂 Bir bilen varsa, yorumlarda lütfen beni aydınlatsın 🙂
Hemen sonuca geleyim, salonda yatacak isimler Tae, JK ve Hobie; çift kişilik yatağın olduğu odada kalacaklar NamJoon ve Suga, tek kişilik iki yatağın bulunduğu odada kalacaklar ise Jimin ve Jin olarak belirlendi. Bu arada ARMY size bir sorum daha var, bunu muhtemelen araştırsam bulurdum ama tembellik ediyorum; Suga ve NamJoon’un aynı odada kalacağı belli olunca neden herkes birden gülmeye başladı? Bir de o sırada çalan şarkı kimin şarkısı, anlamı nedir? Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum!
Bu arada yine bir gözlemim var belirtmek istediğim: ilk sezona oranla, bu sezon etrafta gezinip duran ne çok insan var! Özellikle bu odaların belirlenmesi için yarıştıkları sırada hem oda içinde, hem diğer odalarda hem de bahçede dolaşıp duran insanlar çok dikkatimi çekti. Ben mesela etrafta o kadar insan dolanıp dururken muhtemelen hiçbir şeye konsantre olamazdım, neyse ki idol değilim 😀
Bon Voyage 2. Sezon: Arkadaşlık Gezisi
Odalar da belirlendikten sonra, BTS yeniden bir masa etrafında toplandı ve yapım ekibiyle sohbete başladı. Burada (artık yönetmen diyeceğim) yönetmenin söylediği cümle oldukça dikkat çekiciydi benim için “Bu sezon, arkadaşlığınızı tazeleyecek ve birbirinizin, sizler için ne anlama geldiğini düşüneceksiniz.” Ayrıca yönetmen ilk günün programını da açıkladı, 2, 2 ve 3 kişilik olmak üzere 3 gruba ayrılınacak, gruplar birbirleriyle iletişim halinde olmayacak, gruplar bir oyun sonucunda belirlenecek, her grup kendi başına 3 saat geçirecek. BTS ise Hawaii seyahatlerinden beklentilerini şöyle belirttiler:
Yoongi: Manzaranın tadını çıkarırken dinlenmek.
Jungkook: Yüzmek.
Jimin: Sahilde yüzmek. Suya atlamak.
Jin: Balıkları beslemek.
Tae: Havuz başı partisi.
NamJoon: Denizi görmek.
Hobie: Yerel yemeklerin keyfini çıkarmak.
Spoiler: hepsini yapıyorlar 🙂
Yönetmen 8 günlük planı BTS ile paylaştı ve tabi ki BTS bu turu onlar için gerçek kılan ARMY’e teşekkür etmeyi ihmal etmedi 🙂
Çocuklar 8 günlük plan başlamadan önce ilk olarak market alış verişi yapmaya gittiler. İlk yazımda da belirtmiştim, market alış verişleri Bon Voyage’ın önemli bir kısmını oluşturuyor 🙂 BTS’in paradan sorumlu kişisi bu sezonda da Min Yoongi. Kendilerine verilen 2 günlük harçlığı inceleyip “Benjamin’in yüzünü görüyorum” diyen sevgili Suga, ne kadar da bizden birisin 🙂 (Kişi başı 100 dolardan, 2 gün için toplam 1400 dolar verdiklerini sanıyorum)
Market alışverişi sırasında BTS daha çok Hawaii tarzı gömleklerini seçmek için vakit harcadılar. Bu sebeple çok mu tuhafız bilmiyorum ama bu 7 gencin markette gömlek ve şapka seçmesini, bu sırada birbirlerine sürekli laf sokmaları ama bir taraftan da tavsiyelerde bulunmalarını izlemek bile çok eğlenceli 🙂 Ha bu arada, Jimin artık boyu ile dalga geçmesi için başkasını beklemiyor, direkt kendi kendiyle dalga geçiyor. Topuklu parmak arası terlikleri görünce “İşte kendime uygun terliği buldum” demesi güldürdü.
Bu arada Hobie ve Jimin’in “Fire” sevgisi de bitmiyor, Fire dönemi kostümlerine benzettikleri Hawaii tarzı gömlekleri gördükleri anda dans etmeye başlıyorlar, Bon Voyage 2. sezonu editleyenlerin de eline sağlık, çocuklar dans etmeye başlar başlamaz veriyorlar gaz müziği 🙂 Herkes kendine kıyafet bakarken, Jungkook’un gidip kalan tüm parasıyla abur cubur alması da komik bir ayrıntı idi, “bu çocuk günde kaç kalori alıyor, ne kadar ağırlık çalışıyor, o cipsler yüzünde sivilce yapmıyor mu?” kafamda deli sorular… Jungkook’a “Siz bir müzik grubu falan mısınız?” diye soran kasiyer abla, eve gidip BTS’i Google’da aratınca ne hissetti acaba 🙂 Bu arada BTS’i hala tanımayan insanlar olması, en azından Hawaii’de küçük bir markette özgürce hareket edebiliyor olmaları da sanıyorum sevindirici. Kıyafet seçimine 2 saat, yiyecek seçimine 10 dakika ayıran Bangtan sonunda marketten ayrıldı ve boş vakitlerini değerlendirmek üzere geceye başladılar.
Geldik bölümün son kısmını. Bu kısım Jimin’in Hawaii’de geçirdiği ilk gecesiyle ilgili konuşmasıyla başlıyor. Jimin yıldızlara ve aya öylesine hayran olmuş ki, bu güzelliğin fotoğraflarda yansıtılamayacağını söylüyor. Daha sonrasında öğle yemeği için hep beraber yola çıkıyorlar. Geldikleri üstü açık alışveriş merkezinin adı “Queens’ Market Place”. Burada yine küçük bir not, Jimin deniz mahsulü yemiyormuş, oturacakları mekanı buna göre seçiyorlar. Bol bol yemek yedikten sonra, bana sorarsanız bölümün en eğlenceli kısmı başlıyor 🙂
Important Business is back!
Hatırlarsanız geçen sezon J-Hope, hayranlar kendilerini rahatsız etmesin diye “Important Business” demeye başlamıştı. Bu sezonda da bunu mutlaka söylemesi gerektiğini vurguluyor. J-Hope ve Jungkook etrafta aylak aylak dolaşıyorlar, bu sırada JK boynuna astığı bluetooth hoparlör ile müzik yayını yapıyor.
Şunu mutlaka söylemem lazım, Jungkook’un sürekli yanında taşıdığı kırmızı JBL bluetooth hoparlör, benim bir süredir aşk yaşadığım hoparlörümün aynısı 🙂 Eşim bu sıralar iş sebebiyle pek evde değil, bu yüzden canım hoparlörüm resmen benim yoldaşım oldu. Henüz dışarıya çıkarmaya başlamadım ama (JK’in kullandığı askı baya iyiymiş, ben onu bir araştırayım) evin içerisinde sürekli beraberiz. Bu sebeple seni çok ama çok iyi anlıyorum Jungkook, kendimi sana yakın hissettim 🙂
Olay tam olarak nasıl başlıyor bilmiyorum ama JK ve Hobie birdenbire müzik klibi çekmeye başlıyorlar. Hobie aktörlük yaparken, JK de kameramanlık yapıyor. Bu sırada hem Hobie’nin ekstra hareketleri, hem de JK’in gülüşü inanılmaz komik 🙂
V ve Jimin o sırada bir hediyelik eşya dükkanındalar. Bir süre önce Twitter’da paylaştıkları bu video da oradan(mış).
JK ve Hobie’nin klip çekme ekibine daha sonra Jin de katılıyor. Onun aktörlüğünde çekimler devam ediyor. Daha sonra V ve Jimin de ekleniyor kadroya. İşte bu muhteşem video da o sırada hayat geçiyor:
Jimin’in kıkırdamalarını duyabiliyor musunuz? Ben de gerçekten bu kısmı kahkahalarla izledim. “Bu videoyu, Bon Voyage 2. sezon yayınlandıktan sonra paylaşırız” dediler, dedikleri gibi de yapıp Çarşamba günü paylaştılar.
Klip çekimleri J-Hope’un 1 Verse’i ile devam etti. O değil de, J-Hope mixtape ne zaman gelecek?
Çocuklar kendilerine hedef olarak daha sonra Suga’yı seçtiler ama tüm uğraşlarına rağmen Suga’yı kahve içerek dinlendiği sandalyeden kıpırdatmayı başaramadılar. Sonraki hedefleri NamJoon oldu, kendisi önce dirense de Wale ile yaptığı düet “Change” için kısa bir çekim yaptı 🙂 Bu kısım bana kesinlikle 눈,코,입 (EYES, NOSE, LIPS) of BTS isimli Bangtan Bomb’u anımsattı. (Ve en sevdiğim 10 Bangtan Bomb hakkında bir yazı hazırlamam için de ilham verdi.)
Gerektiğinden fazla uzun olan bu yazıyı artık toparlayarak bitirmek istiyorum. Bu bölümün en öne çıkan kısmı kesinlikle amatör MV çekimi kısmıydı, hem BTS çok eğlendi bu sırada hem de izleyen bizler… Çocukların kahkahalarını dinlemek gerçekten tarifsiz bir keyif…
İlk bölüm, BTS’in evde masa etrafında toplanıp boş zamanlarında neler yaptıklarıyla ilgili konuşmalarıyla son buldu. (A Nİİİİ, Az biraz sinirli ve itiraz eden Jin, senin bu haline bayılıyoruz 🙂 ) 2. bölümde BTS şnorkel ile dalmaya gidecek. JK’in “eğer bir köpekbalığı ile karşılaşırsan burnuna yumruk at, bayılacaktır” yorumuna da çok güldüm. Bunları hep NamJoon’dan öğreniyorlar. Dalış aktivetisinden sonra, “Arkadaşlık Turu” başlayacak. Yönetmenin söylediğine göre arkadaşlık turu için kimlerin eş olacağına çoktan karar verilmiş. Ama buna nasıl karar verildiğini ve kimin kiminle eş olduğunu ancak gelecek bölüm de öğrenebileceğiz 🙂