Garfield’ın Yeni Macerasına Hazır Mısınız

166
The Garfield Movie

Pazartesileri hiç sevmez. Ayrıca hareket etmeyi de. Yemek ise onun yaşama nedeni. Pizza ve özellikle lazanya en önemli besin kaynağı. Alaycı tavırlara sahip olsa da bir o kadar sevimli bir ev kedisi. İşte karikatürist Jim Davis’in 1978 yılında yarattığı Garfield, 7’den 70’e herkesin sevgilisi haline dönüşmüş durumda. Maceralarıyla ekranlara ve beyazperdeye uzanmanın yanı sıra tişörtten oyuncağa kadar akla hayale gelebilecek her şeyde yer alan görüntüsüyle başlı başına bir marka. Ve bu sevimli karakter 2024 yılında yeni macerasıyla yine beyazperdede. Chris Pratt’in sesiyle Garfield’a hayat verdiği film 31 Mayıs itibariyle ülkemizde de gösterime giriyor.

Her daim aç ve keyfine düşkün turuncu kedimiz Garfield, sahibi Jon ve en sevdiği arkadaşı Odie’yle birlikte günlerini tembellik ederek, Catflix seyrederek ve bol bol yemek yiyerek geçirmektedir. Fakat bu mutlu günleri bir gece vakti atıştırma arasında alt üst olur. Garfield ve Odie kaçırılmış, terk edilmiş bir alışveriş merkezine getirilmiştir. Buradan nasıl kurtulacaklarını düşünürken siyah pelerinli bir varlık bu ikiliye yardım etmeye çalışır. Çok geçmeden de Garfield’ın kayıp babası Vic olduğu anlaşılır. Garfield, kendisini küçükken terk ettiği için babasına öfkelidir ama kendilerini alıkoyan İran kedisi Jinx’in isteğini yerine getirmeden özgürlüklerine de sahip olamayacaklarını anlar. Hırslı ve gözünü intikam bürümüş olan Jinx, Laktoz Çiftliği’nden yüksek miktarda süt çalmalarını ister. Garfield, Odie ve Vic, bu zorlu soygunu gerçekleştirebilmek için heyecan dolu bir maceraya başlarlar.

Filmin orijinal seslendirmesinde Chris Pratt Garfield’a, Samuel L. Jackson baba Vic’e, Hannah Waddingham İran kedisi Jinx’e, Nicholas Hoult Garfield ve Odie’nin sahibi Jon’a, Ving Rhames de boğa Otto’ya hayat veriyor. Filmin Türkçe dublajlı seslendirmesinde ise Engin Alkan Garfield’a, Harun Can ise Jon’a hayat veriyor. (Ön gösterimde filmin Türkçe dublajlı versiyonunu islediğimiz için Engin Alkan’ın başı çektiği seslendirme kadrosunun oldukça başarılı olduğunu belirtmek isterim. Kadroda yer alan tüm sanatçılarımızın seslerine sağlık.) Senaryosunu Paul A. Kaplan, Mark Torgove ve David Reynolds’ın üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda ise Mark Dindal yer alıyor.

The Garfield Movie

Garfield, sevimli kedimizin aslında sahibi Jon ve daha sonra aralarına eklenen Odie’yle nasıl bir araya geldiğinin kısa bir özetiyle başlıyor. (Garfield’ın yavru zamanlardaki tatlılığından gözünüzü alamayacaksınız.) Günümüz teknolojisinden geri kalmayan Garfield’ı kimi zaman cep telefonundan drone teslimatlı yemek siparişi verirken kimi zaman da kendine has koltuğunda Catflix izlerken görüyoruz. Her daim aç olduğu için sürekli lazanya-pizza döngüsünde ve bu yemek çılgınlığı o kadar yüksek ki izleyenlerde ya acıkma ya da tiksinme duygusu yaratabiliyor. Azıcık sesini duysak da hareketleriyle, tepkileriyle, iş bitiriciliğiyle, duygusallığıyla öne çıkan Garfield’ın sevgili dostu Odie ise benim için filmin yıldızı.

Garfield, Odie ve Vic’i bir araya getiren bu yolculuk baba ve oğlun arasındaki ilişkiyi pekiştiriyor. Laktoz Çiftliği’ne girebilmeleri için en büyük yardımı, vakti zamanında çiftliğin tanıtım yüzlerinden biri olan boğa Otto’dan alıyorlar. Hayatının aşkı inek Ethel’den ayrı düşen Otto, ilk başta pek hevesli olmasa da sütleri nasıl çalacaklarına dair özellikle Vic ve Garfield’ı sıkı bir eğitimden geçiriyor. Garfield, küçük yaşta terk edildiği için babasına kızgın ama bu macera ikisinin bir bağ kurmasını da sağlıyor. Büyük soygunda başlarından geçen olaylar yüksek bir tempoya sahip. Bu arada “Sen benim gündüzümsün, sen de benim gecem” cümleleriyle birbirlerine aşklarını ifade eden Otto ve Ethel çifti filmin seyrini daha da keyifli yapan karakterler.

Güzel bir macerayla 2024 yılında yeniden karşımıza çıkan Garfield muhtemelen devam filmleriyle de ileriki zamanlarda hayatımızda olacak. Hafta sonu ailenizle birlikte gerçekleştirmek istediğiniz planlara bu filmi izlemeyi de dahil etmeyi unutmayın. 1 saat 41 dakikalık bir süreye sahip olan Garfield’ın IMDb puanı 5.9. Ama siz siz olun bu puanlara çok takılmayın, keyifli birkaç saat için şimdiden biletlerinizi ayırtın. İyi seyirler.