Yeni sezonun, belki de son zamanların en heyecan uyandıran işlerinden biri Kevin Bacon’lı The Following!
Biz Kevin Bacon’a, o ise eşi The Closer’ın cabbar polis şefi Kyra Sedgwick’e hayran olunca başarılı aktörün yüzüne uzun zamandır hasret kaldık . Son yıllarda eşi kariyerinde ilerleyebilsin diye çocuklarının başında kalmayı tercih eden oyuncu, bir dizi projesinde yer alarak hayranlarıyla her hafta hasret giderecek artık. Aktör yer almak için “hem kahramanvari ve hasarlı bir karakteri içeren, hem de tahmin edilemez ve her an heyecan barındıran olaylar zincirinin olduğu bir projeyi” beklediğini ve The Following’in tam da o proje olduğunu söylüyor. Kevin Bacon dizide başrolü James Purefoy ile paylaşıyor. Bilindiği gibi kötü karakter olmak da kolay değil, zeki ve inandırıcı olmak lazım; Purefoy bunu çok iyi başarmış. Karakterler birbiriyle bütünleşmiş ve çok güzel, sürükleyici bir ritm oluşmuş.
The Following Konusu
Ünlü seri katil Joe Carroll (James Purefoy) ölüm hücresinden kaçar ve yeni bir çılgınlığa soyunur. Bunun üzerine FBI, eski ajan Ryan Hardy’i (Kevin Bacon) davaya danışmanlık yapması için departmana geri çağırır. Artık göz önünde olmayan Hardy, edebiyat öğretmenliği yaptığı Virginia Üniversitesi’nin kampüsünde 14 kız öğrenciyi öldüren Carroll’ın dokuz yıl önce yakalanıp hapse atılmasından sorumludur. Hardy, Carroll’la ilgili her şeyi bilmektedir. Onu herkesten iyi tanır. Belki Carroll’ın psikolojik ve entelektüel anlamda tek dengidir. Ancak yıllar önce Carroll davasını çözen Ryan Hardy artık farklı bir adamdır ve seri katil olarak işe başlamış olan Carroll ikna edici özelliğiyle içeride olduğu yıllar boyunca bir şekilde dışarıyla bağlantıya kurup kendine körü körüne bağlı tarikata benzer bir grup oluşturup bu işi gittikçe genişleyen bir ölüm ağına çevirebilmiştir.
Bu akşam (11 Şubat 2013) 4. bölümü yayınlanacak olan dizinin konusu hakkında daha bir çok detay verilebilir fakat çok detaylı, özenli ve emek sarf edilerek yazılmış, yönetilmiş ve çekilmiş olan dizi “anlatılmaz yaşanır” denecek kadar büyük bir olay. Kendi adıma şunu söyleyebilirim; The Following’in yüzlerce dizinin gelip geçtiği, birkaç yılda bir fark yaratan dizilerin ortaya çıktığı daha sonra onların taklitleri kıvamında türeyen dizi çoğunluğunun olduğu bir sektörde özgün olmayı başarabilmiş bir dizi olduğunu düşünüyorum. Olay örgüsü, iyi ve kötü karakterlerin uyumu, zekası ve iyi izleyicinin artık kurdu olduğu tahminlerde yanıltmayı başarabilen sayılı yapımlardan biri olmuş The Following. Bir diğer dikkat çeken unsur ise müzik kullanımı; doğru yerde ve doğru şekilde kullanılmış müzik izleyiciye macera ruhunu, aksiyonu, karakterlerin ruh halini çok iyi yansıtıp, izleyici hikayenin içine çekiyor.
İçinde heyecanı, korkuyu, aşkı, macerayı, şaşkınlığı, edebiyatı, gerilimi, sabırsızlığı ve insani daha bir çok şeyi bulup yaşayabileceğiniz, daha 3 bölümde bunları hissettirip söyletebilen çok iddialı bir dizi; ülkemizde Salı günleri yayınlanmak üzere sizleri bekliyor, kaçırmayın.