Bir diziye nazaran gerçek manada çok kaliteli efektler ve aksiyon sahneleriyle devam eden ”The Flash” her ne kadar bazı yönleriyle çizgi romanlarından kopukluk gösterse de görünen o ki senaristler ellerinden geldiğince aradaki paralelliği yakalamaya çalışıyorlar. Elbette bu kanıya varmam sadece bir bölüm ile olmadı. İlk bölümden beri oluşan ve bu bölüm ile de pekişen bir fikirdi bu. Tricksters bölümüne gelecek olursak; açılış sahnesi RF ve Flash’ın bir Wortex’in (Solucan Deliği) içinden geçmişe gittiklerini ve annesinin ölüm anını ”daha” detaylı gösteren bir flashback ile başladı. Yine mükemmel (ama hala yeterli olmayan) ”speedforce” efektleri ve çok kaliteli dövüş sahneleri ile çok eğlendirdi.
Bunlara ek olarak hani yukarıda bahsettim ya, senaristler çizgi roman ile aradaki uyumu yakalamaya çabalıyorlar diye? Hah, işte bölümün giriş sahnesinde de mükemmel bir detay vardı; Flash’ın kostümü! Evet, sonunda ilerleyen bölümlerde Flash’ın kostümünün değişip, çizgi romandaki kostümüne daha çok benzeyen bir tasarıma sahip olacağını gördük. (İzlerken dikkat ederseniz eğer, kostümde ki yıldırım tasarımlarının değiştiğini, bordo olan renginin daha çok kırmızıya kaydığını ve en önemlisi göğsünde ki logonun aynı çizgi romandaki gibi beyaz arka plan üstüne sarı şimşek modeli olduğunu göreceksiniz.) Bu durumda açıkçası beni gerçekten çok memnun etti çünkü; şu anki kostümü gerçekten can sıkıcı derecede kötü. Her neyse, bunları bir kenara bırakalım ve bölümde neler olup bittiğine hep birlikte bakalım.
1. Dr.Wells’in ”Gerçek” kimliği ve Flashbackler
Bölümü izlerken ana konumuzun dışında çoğumuzun hali hazırda Arrow’dan da aşina olduğu bir de yan hikayemiz vardı. Bu ise; Barry’nin annesinin ölümü ve ardından gelişen olaylar silsilesiydi. Senaristler hepimizi ters köşeye yatırarak asıl Eobard Thawne‘u açıkladılar. Açıkçası bunu gerçekten beklemiyordum çünkü; Eobard’ın Wells’in şekline girebileceği gibi bir düşünce hem çizgi romanlar ile alakasız hem de kurgu yönünden bir hayli ”uçuk” bir fikirdi. (Bunu kesinlikle dizinin saf bir bilim kurgu dizisi olmadığını göz önünde bulundurarak söylüyorum) Peki, oldu mu? Evet, tabii ki de oldu. Diğerleri gibi bu fikir de diziye çok güzel bir şekilde oturulmuştu. Dediğim gibi senaristler çizgi roman ile uyumu yakalamaya çalışıyorlar, bundan dolayı da ileri ki sezonlarda (belki 2, belki 3) Eobard’ın görünümünün eskisine dönebileceğini söyleyebilirim.Tabii ki de kesin bir şey diyemeyiz hatta yerine göre ”yahu ne gerek var şimdi? Böyle iyi işte” denebilecek de bir tahmin ama benden demesi.
Lakin burada tüm bunlara ek olarak bana bariz bir şekilde alakasız ve saçma gelen bir olay var. RF’nin iki de bir güçlerini kaybedip durması. Bu çok anlamsızca açıkçası çünkü Flash evrende ki speedforce kaynağını kullanabildiği müddetçe RF’nin de onu ”Reverse Speedforce” haline dönüştürüp kullanabilmesi gerekir. Yani güçleri herhangi bir şekilde bir gidip bir geri gelmez. Tabii burada yönetmenler ”hayır o daha reverse(ters) haline çevirmeyi bilmiyor sonra öğrenecek” tarzında bir açıklama yaparlarsa orasını bilemem ama her iki durumda da büyük tutarsızlıklar almış başını yürüyor maalesef. Olayın yaşandığı zamanda geri dönecek olursak, Reverse Flash dışında bir de geçmişe giden Barry vardı değil mi ? Peki ona ne oldu? Yani kendisi hiç gösterilmedi, en son küçüklük halini güvenli bir yere bıraktı ve pof! Sonrasında hiç bahsedilmedi kendisinden. Buradan yola çıkarak da büyük ihtimal Eobard’ın Gideon’da baktığı ”Flash Crisis (Kriz) anında kayboldu” hikayesinin aslında bu yolculukla ilintili olduğu varsayımına varabiliriz. Şöyle ki; Flash annesini kurtarmak için zamanda geriye gitti, orada RF ile dövüştüler en sonunda Eobard’ın zamanda yolculuk yapma yeteneği gitti ve o yılda mahsur kaldı. Aynı zamanda bizim Barry’de o yılda mahsur kaldı. Yani; şu an ki yılda bir gelecekten gelen Barry Allen ve bir de bizim Barry bulunuyor. Bu sezon içinde ikisinin karşılaşması ve bir kavgaya tutuşması da muhtemel. (Niye, neden ki? Sakin olun hemen aşağıda açıklayacağım) The CW‘nin bir kaç gün önce paylaştığı gelecek bölümlerin’de promosunu içeren bu videoya baktığımız zaman, dikkat ederseniz 1:49’da 2 tane Flash’ın kavga ettiğini göreceğiz. (bkz. altta) 1 sn. dahi olsa açıkça görülüyor bu sahne.
Bu görüntü de bizi yukarıdaki çıkarımın doğru olma ihtimaline yönlendiriyor. Yani şu anki zamanımızda bir ”Future Flash” bulunuyor ve bizim Barry’den oldukça farklı daha agresif bir Flash gibi görünüyor. Çünkü; Future Flash dediğim olay şu anda New 52 formatında The Flash dergilerinde işlenen bir konu. 20 yıl ileriden yani yaklaşık olarak 2035 yılından gelen bir Barry Allen var ve yaptığı hataları tekrar etmemek adına düşmanlarını teker teker öldürüyor.Burada unutulmaması gereken şey ise Barry Allen’nın şu dünyada adam öldürebilecek en son kişi olduğudur. Çizgi romanda ise bizim zamanımızda ki Barry ve gelecekten gelen Barry pek çok kez karşı karşıya gelip kavgaya tutuşmuşlardır. Açıkçası ben birebir olmasa dahi bu kurguyu (yukarıda ki videoda bir nevi kanıt niteliğinde) dizide de göreceğimize inanıyorum. Peki kesin mi? Hayır, tabii ki de kesin diyemeyiz. Video da gördüğümüzü sandığımız olay çok çok farklı bir şekilde de yorumlanabilir ve pekala flashback sırasında ”Future Flash” kendi zamanına geri dönmüş olabilir. Şimdilik bunların hepsi sadece tahmin. İleride neler olup bittiğini bu sezon içerisinde öğreneceğimiz kesin.
Bunların dışında işin daha sır ağırlıklı tarafına da değinecek olursak eğer; Eobard’ın speedforce anlatımından sonra Barry kesin olarak (Yani %90 gibi işte) Dr.Wells = RF denklemine ulaştı. Hatta işi daha da ileriye götürdüler -ki açıkçası bu bana biraz gereksiz geldi, Eddie’yi de formüle dahil edip kimliğini açıkladı ve resmen takım halinde Wells avı başlattılar. Bakalım bu takım işi nereye kadar devam edecek ve sonuçları ne olacak hep birlikte öğreneceğiz.
2. Trickster
Çoğumuzun Star Wars‘dan tanıdığı Luke Skywalker karakterini canlandıran gerçek manada geek dünyasının efsaneleşmiş ismi Mark Hamill bu haftaki bölüme Trickster olarak konuk oldu. (Şuradaki haberimizde de belirttiğimiz üzere 90’lı yıllardaki Flash dizisinde canlandırdığı rolü yeniden canlandırmış oldu böylece) Gerçekten rolün hakkını vererek çok başarılı bir iş çıkardığını söyleyebilirim ayrıca senaristlere de ayrıca teşekkür ederim çünkü orijinalini aratmayan bir Trickster izledik bu bölümde. Lakin hem oyuncunun ağırlığından hem de New 52 formatını baz alacaklarını tahmin ettiğimden Mark Hamill’i çok sık göremeyeceğiz. Bunu zaten hepimiz biliyorduk. Asıl olay burada gerçekleşecek; Rogues toplanınca haliyle bir Trickster gerekecek ve doğal olarak bu da Devon Graye tarafından canlandırılan Axel Walker olacak. Büyük ihtimal bu da ”20 yıllık beklediği o büyük şakasının ya da ”Mona Lisa”sının başarısız olması ve bir nevi ringe havlu atması, bu şekilde de maskeyi oğluna devretmesi” şeklinde bir hikaye ile bizlere gösterilecek.
Genel manada Trickster kısımlarında göze çarpan bir diğer şey ise Barry’nin katı bir cismin içinden geçmesiydi. Şurada Eobard’ın Cisco’yu öldürürken yaptığı ”uygun frekans titreşimi” (biliyorum biraz saçma bir ad oldu) hareketinden sonra aynısını Barry’nin de yapabileceğini söylemiştim, keza Eobard’ın koçluğunda Barry’de aynısını bu bölümde uygulayabildi. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim bir şey var ki o da Joe’nun Barry’e karşı insanların sürekli olarak iyi yanlarını görmesiyle ilgi olarak ”Ne kadar hızlı olursan ol, bu senin gerçek gücün” demesiydi. Yani ne diyebilirim ki? Ancak bu kadar güzel tanımlanabilirdi Barry Allen. Evet, genel olarak gayet güzel bir bölüm izledik. Umarız gelecek haftaki ”All-Star Team Up” da epik bir bölüm olur. Benim diyeceklerim bu kadar şimdi mikrofon sizde.
Peki sizin bölüm hakkında ki düşünceleriniz nelerdir?