The Walking Dead 6. sezonun 12. bölümü olan Not Tomorrow Yet, seyirciyi gerilim altında bırakan sıkıntılı bir sahnede sonlanmıştı. Saviors’ın üssüne baskın yapan Rick ve arkadaşları, üste yer alan Negan’ın adamlarının hemen hepsini öldürmüştü ve operasyon başarıyla tamamlanmış görünüyordu.
Ancak gün ışıdığında üsten kaçmakta olan bir motosikletli, Daryl tarafından indirildiğinde, adamın üstündeki telsiz aracılığıyla kötü haberi alıyorlardı:
-“Carol ve Maggie elimizde…”
Dizinin The Same Boat isimli bu bölümü, telsizin karşı tarafındaki ekibin gözünden neler yaşandığını bizlere aktarıyor.
Negan’ın ekiplerinden birisi, belli ki nöbet halindeki Carol ve Maggie’nin olduğu bölüme gelerek ikiliyi pasifize ediyor. Ekibin başında ise Kızıl Sonya olarak nitelendirebileceğimiz Paula karakteri var. Daha ilk dakikadan Paula ile ilgili Erkek Fatma yakıştırması yapmanız olası, zira kendisi acımasız ve kararlı bir profil çiziyor ki grupta erkeklerin varlığına rağmen liderliği almış olması, onun güçlü ve dişli bir karakter olduğunun göstergesi…
Telsiz üzerinden yapılan ilk konuşmalarda pazarlık bir çözüme ulaşmayınca Paula ve ekibi, kendilerinin Safe House dedikleri alana yönelme kararı alıyorlar. Burada şunu anlıyoruz ki Negan ve ekibi fazlasıyla askeri disipline sahip, koordine, coğrafyaya hakim ve taktiksel ilerleyen bir ekip. Telsiz konuşmalarında “Alfa, Bravo kanallarının kullanılması”, “Tim’in cevap alamadığında alt kanala geçip dinlemede beklemesi” gibi taktiksel detaylar vurgulanmış. Yani bilmemiz gereken şu ki; Negan mutlak disiplin sağlayacak bir rejim kurmayı başarmış.
Köşeye Sıkışmış Bir Kadının Zekasını Asla Küçümseme
Rick ve ekibinin elindeki eleman, Paula’nın ekibinin sıhhiyecisi gibi görünüyor. Yaralanmış olan bir diğer eleman, Rick’in elindeki arkadaşlarını kurtarmaları gerektiğini, onun kendisini tedavi edebileceğini söylüyor. Bu nedenle Paula ve ekibi için, Rick’in elindeki arkadaşları bir hayli değerli. Bu da, Carol ve Maggie için bir şans gibi görünüyor.
Telsiz konuşmalarında Paula, her ne kadar “1 kişiye 2 kişi mi takas edeceğiz, bize daha iyi teklifle gelmelisin” dese de sesindeki tedirginlik, Rick tarafından muhakkak fark edilmiş olmalı, zira Rick’in sesinde en ufak bir düşüş ya da yükseliş olmuyor. Kendinden oldukça emin konuşan Rick’in, panik yönetimi konusunda artık belli bir seviyeyi aştığını söylemek mümkün.
Gel gelelim Carol ve Maggie, elleri bağlı biçimde Paula ve ekibi tarafından Safe-House’a götürülmüş durumdalar. Ancak gidişatı izlerken Carol’ın kafasında bir cinlikler döndüğünü fark ediyoruz.
Carol, bir süre sonra derin derin nefes alıp vermeye başlıyor, gözleri büyüyor, krize girmiş gibi görünüyor. Başta ne olduğunu önemsemeyen Saviors üyeleri, sonrasında Maggie’nin uyarısıyla Carol’ın krize girdiğini ve ölmek üzere olduğunu öğreniyorlar. Çaresizce Carol’ın ağzını açmak zorunda kaldıklarında ise en büyük hatayı yapıyorlar aslında.
Carol’ın ne kadar büyük bir manipülatör olduğunu, köşeye sıkıştığında ne denli üst düzey akıl oyunlarıyla düşmanlarını yönlendirebildiğini çok net görüyoruz. Kendisini dindar, zayıf, korkak, çocuğunu kaybettikten sonra dine sığınan, ölmekten korkan, öldürmeye cesareti olmayan, bu zamana kadar hayatta kalması tesadüf olan bir ezik olarak tanıtmayı başarıyor Carol. Bunu yaparken de “Lütfen Maggie’ye dokunmayın, karnında bebeği var” cümlesiyle Maggie’ye korumaya almayı başarıyor. Gözlemlediğimiz şu ki; Saviors ne kadar cani olursa olsun hamile bir kadın olduğu fikri onları yumuşatabiliyor. Yani Saviors da insani değerlerin tamamından vazgeçmiş, tamamı psikopatlardan oluşan bir yapı değil sanki…
Bu arada, Maggie’yi sorguya alan Michelle’in serçe parmağının kesildiğini görüyoruz. Maggie, sebebini sorduğunda “hırsızlık yapmaya kalktım, cezalandırıldım” diyor. Buradan da görebileceğimiz üzere, sabırsızlıkla beklediğimiz psikopatımız Negan’ın kendine has bir ceza ve ödül sistemi mevcut.
Hepimiz Negan’ız
Bu arada, Paula’nın ekibi zor durumda aslında… Carol tarafından kolundan vurulan Donnie’nin kolu kangren olmak üzere, yaşı bir hayli ilerlemiş olan Molly belli ki akciğer kanserinden muzdarip, Michelle ise sert duruşuna rağmen hassas bir kadın gibi görünüyor, ekibi bir arada tutan lider Paula ise sert görünmeye çalışıyor ancak çok başarılı olduğu söylenemez. Muhtemelen Saviors’ın en zayıf ekiplerinden birisiyle karşı karşıyayız.
Aralarındaki diyalogda kendilerine neden saldırıldığını öğrenmeye çalışan Paula’ya Carol cevap olarak ilk saldıranın kendi adamları olduğunu söylüyor. Daryl, Abraham ve Sasha’ya saldıran ancak Daryl tarafından roket atarla paramparça edilen ekibin akıbeti de Paula tarafından burada öğreniliyor.
Ancak bunun yeterli bir sebep olmadığını vurgulayan Paula’ya Carol, “Negan’ı duyduk… Onun yok edilmesi gerektiğini düşündük, hepimiz ondan korktuk, çünkü o bir manyağa benziyor” cevabını veriyor.
Bunu duyduğunda şaşıran ve gülümseyen Paula’ya Negan hakkında sorular soran Carol’a yanıt Molly’den geliyor, ki bu bence dizinin en önemli anlarından birisi:
-“Hepimiz Negan’ız…”
Bunun ne demek olduğunu ilerleyen bölümlerde anlayacağız muhakkak, ama görünen şu ki, Negan’ın ekibinde yer alanlar, kendilerini Negan’la özdeşleştirecek kadar bağlılar…
Rick ile tekrar pazarlık yapmak üzere telsizde konuşan Paula, anlaşmayı kabul ettiklerini söylüyor, ancak bunu söylerken zekice bir hamle de yapıyor: “Ses çok temiz geliyordu, en ufak bir parazit yoktu, yakındalar ve muhtemelen yerimizi bulmak üzereler, biz buradan gidiyor, arkamızdan gelen diğer tim onların icabına bakar…”
Zayıf olduğunu düşünmeye başladığımız ekip için zekice ve takdir toplayan bu hareket şaşırtıcıydı.
Carol’ın ezik bir inançlı olduğunu düşünmemize neden olan haç kolyesini aslında haçı bileyerek ellerini çözmekte kullanacağını görüyoruz. Carol, ellerindeki bantı kesecek kadar bilediği haç ile kurtulmayı başarıyor ve sonrasında Maggie’ye ulaşmayı başarıyor. Yerde baygın yatmakta olan Donnie’nin kangrenden ölmüş olduğunu gören ikili, Donnie’nin dönüşmüş bedenini bulundukları odanın kapısına bağlıyorlar. Odaya girmeye çalışan Molly, Donnie tarafından ısırılınca, Molly’nin bıçağını alarak ilerlemeye devam ediyorlar.
Safe-House’un içerisine doluşmakta olan aylakları temizlemekle meşgul olan Paula ve Michelle, Carol ve Maggie tarafından saldırıya uğrayınca, onları küçümsemekle ve özellikle Carol’ın kim olduğunu yorumlarken ne kadar büyük bir hata yaptıklarını fark ediyorlar. Carol Paula ile, Maggie ise Michelle ile mücadele ediyor. Michelle’in Maggie’yi öldürmek üzere olduğu anda Carol’ın Paula’yı yaraladığı silahı Michelle’in kafasına sıkışına şahit oluyoruz. Sanıyorum bu an, Paula’ya Carol’ın gerçek kimliği konusunda mesajı vermiştir.
Ancak, Carol bizi şaşırtacak bir ruh halinde… Yaralı olan Paula’ya silahı doğrultmuşken “Kaç ve git…” diyor sürekli. Başta bunun Paula’nın geçmişiyle ilgili anlattığı hikayeyle alakalı olduğunu düşünüyoruz, zira Paula, 4 kızı ve kocası ile hayatını yaşayan bir kadın olduğundan ve herşeyini kaybettiğinde aslında güçlendiğinden, olayların başladığı zamanlarda kendisini güçsüz hale getireceğine inandığı patronunu öldürdüğünde ilk cinayetini işlediğinden bahsediyordu. Carol, Paula’yı kendisine benzettiği için mi vurmuyor sorusunu sorduğumuz esnada şunu fark ediyoruz ki; Carol’un Paula’nın kafasına mermiyi ilk anda direk sıkmamasının sebebi, Morgan’ın felsefesinden etkilenmiş olması.
Morgan’ın öldürmeme ve yaşamakta olana şans verme, düzeltmeye çalışma, umut besleme fikri Carol’ı etkilemiş olacak ki, elinde silahla Paula’nın kafasına dayamış haliyle bile sıkmaya cesaret edemiyor. Son raddede Paula son bir hamleyle Carol’a saldırıp silahı düşürmeyi başarıyor, ancak bu noktada Carol, sakin bir biçimde, az bir eforla Paula’yı arka tarafta aylakların bulunduğu yerdeki kazıklara geçirmeyi başarıyor.
Acımasız Olmak, Hayatta Kalmaktır
Kendilerini esir alan 4 kişilik ekibin tüm üyelerini öldürmeyi başaran Carol ve Maggie, Safe-House’dan çıkmak üzereler. Ancak Maggie, Carol’ı durduruyor. Paula’nın Rick ve ekibine pusu kurması için telsizle çağırdığı ekibi yok etmeleri gerektiğini, bu şekilde ayrılmalarının herkesi tehlikeye sokacağını ve geride canlı kimseyi bırakamayacaklarını hatırlatıyor.
Haklı da…
Pusu kurması için yönlendirilen ekibi yok etmezlerse, bu ekip hem Rick ve arkadaşları için tehlike arz edebilir, hem de geri dönüp durumu Negan’a bildirebilir. Bu nedenle onları yok etmeleri gerektiğine kanaat getirmemiz uzun sürmüyor.
İşte bu noktada Carol’ın dahiyane caniliğinin tekrar devreye girdiğini görüyoruz;
Telsizden Paula’ya ulaşmaya çalışan ekibe, Paula’nın neredeyse birebir aksanıyla taklidini yaparak cevap veriyor Carol;
– Kesimhanede buluşalım…!!!
Arka odada, elinde sigarayla beklemekte olan Carol, içeri giren ve kesimhaneye yönelen 5 kişinin arkasından mezbahanın sürgülü kapısını kapatıyor, kapatmadan hemen önce de elinde yanmakta olan sigarayı, içeriye daha önce döktükleri benzinin üzerine doğru fırlatıyor.
5 silahlı adamı, hiçbir efor sarf etmeden, sadece zekasıyla ve soğuk kanlılığıyla, cayır cayır yakarak öldüren Carol, sizi bilmem ama benim favori karakterlerimden birisi olma yolunda hızla ilerliyor.
Son sahnede Rick ve ekibinin Carol ve Maggie’ye kavuştuklarını görüyoruz. Bu esnada ellerinde esir durumda olan Saviors üyesi sıhhiyeciye de “Konuş” diyor Rick. Ancak adamın konuşmaya pek niyeti yok. Rick’in asıl öğrenmek istediği Negan’ın o gece orada olup olmadığı. Ancak adamın cevabı aslında her şeyi özetliyor:
– “Hepimiz Negan’ız geri zekalı… Negan benim…”
Bu adamları ölüm anında bile bu kadar bağlı hale getiren, “Hepimiz Negan’ız” dedirten ne? Negan’ı bu kadar özel kılan ne? Sanırım heyecan dozajı tekrar yükseliyor…
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle…