Başrollerinde Anna Paquin, Stephen Moyer, Alexander Skarsgård, Sam Trammell, Ryan Kwanten gibi isimlerin yer aldığı True Blood, 2008 yılında HBO’da yayınlanmaya başladı. Charlaine Harris’in The Southern Vampire Mysteries kitap serisinden uyarlanan dizi, yayınlandığı 7 sezon boyunca çok sevilerek izlenmiş olsa da, finaliyle de bir o kadar kendinden nefret ettirirdi. Bir süredir bir “reboot” projesi üzerinde çalışıldığı da bilinen dizi, TV’nin unutulmaz fantastik işlerinden birisi.
Geçtiğimiz günlerde Twitter hesabımız üzerinden ‘”Hakkında az bilinen 10 gerçek” listesi yapacağımız fantastik dizi, hangisi olsun?’ diye sorduğumuz bir anket düzenledik. Anketin en çok oy alan dizisi de True Blood oldu.
Biz de bu doğrultuda “True Blood Hakkında Az Bilinen 10 Gerçek” listemizi hazırladık. Acaba bunlardan kaçını biliyordunuz? Yazıya mutlaka bir göz atın!
10- Ian Somerhalder Jason Stackhouse rolü için seçmelere katılmıştı.
Geçtiğimiz yıllarda TV ekranında pek çok vampir karakteri izledik ve bunlar içerisinde en ünlülerinden biri de hiç kuşkusuz Ian Somerhalder‘ın The Vampire Diaries dizisinde canlandırdığı Damon Salvatore… Peki oyuncunun Jason Stackhouse rolü için True Blood seçmelerine katıldığını biliyor muydunuz? Ancak bu rolü o değil, Ryan Kwanten aldı. Kendisi aslen New Orleans’lı olan Somerhalde bu rolü alamadığı için üzülmüş olsa da, True Blood’dan 1 yıl sonra başlayan The Vampire Diaries oyuncuya gerçekten çok büyük bir şöhret kazandırdı.
9- Dizideki yemek ve kokteyller bir yemek kitabına ilham oldular.
True Blood dizisinin resmi bir yemek kitabı var, ismi de True Blood: Eats, Drinks, And Bites From Bon Temp. Bu yemek kitabı içerisinde herkese hitap eden 85 farklı yemek ve kokteyl tarifi var. Kitap için seçilen yemekler Amerika’nın güneyinden oldukça popüler ve sevilen tarifler… Ayrıca kitapta yer alan tüm yemekler ve içecekler, dizideki karakterlerden ilham alan egzotik veya doğaüstü temalı isimlere sahip. Türkçe baskısı yok maalesef, olsaydı almayı ve tarifleri denemeyi çok isterdim. Bu arada True Blood dizisinin en önemli içeceği “Tru Blood”ın tarifi de yer alıyor kitapta…
8- Dizide gerçekten “Güneyli” olan tek oyuncu Sam Trammell idi.
True Blood Louisiana’daki hayali bir kasaba olan Bon Temps’te geçiyordu. Ancak dizide yer alan ana karakterlerin neredeyse hiçbiri gerçekten Güneyli değiller. Alexander Skarsgård (Eric Northman) İsviçreli; Anna Paquin (Sookie Stackhouse) Kanada ve Yeni Zelanda’da büyümüş; Ryan Kwanten (Jason Stackhouse) Avustralyalı ve Stephen Moyer ise (Bill Compton) İngiliz. Bir tek, dizide Sam Merlotte karakterini canlandıran Sam Trammell gerçekten Louisiana’lı ve oyuncu dizideki aksanını oluşturmak için büyük oranda bir koça da ihtiyaç duymamış.
7- Lafayette’in rolü aslında bu kadar çok olmayacaktı.
İnanılmaz bir performans, bir karakterin bir dizide başlangıçta planlanandan çok daha uzun süre kalmasına neden olabilir. True Blood’ın en sevilen karakterlerinden biri, şüphesiz ki Lafayette Reynolds idi. Normalde Lafayette karakteri, True Blood’ın uyarlandığı kitap serisi The Southern Vampire Mysteries‘in 2. kitabında ölüyordu. Ancak Nelsan Ellis‘in canlandırdığı Lafayette Reynolds karakteri o kadar sevildiği, karakter dizinin sonuna dek hikaye de kaldı. Hatta Ellis, dizinin tüm bölümlerinde gördüğümüz 4 oyuncudan da birisi oldu.
Lafayette rolüyle TV dünyasının unutulmaz karakterlerinden birine imza atan Nelsan Ellis‘i maalesef 2017 yılında kaybettik.
6- Joe Manganiello “Alcide” rolünü, bir blog yardımıyla aldı.
Tamam, tam olarak bir blogun yardımıyla rolü kaptı demek çok da doğru değil ama o blogun bu olayın gerçekleşmesinde büyük bir etkisi olduğu da bir gerçek. True Blood’ın yayınlandığı dönemde Charlaine Harris kitaplarının hayranlarının belirli karakterleri kimin oynaması gerektiğini listeledikleri bir blog vardı ve burada bazı insanlar Alcide rolü için Joe Manganiello’yu önermişlerdi. Bu siteye denk gelen ve insanların kendisini Alcide rolü için önerdiklerini gören Manganiello, kitapları sipariş edip bir çırpıda da okumuş. Ve bu rolü almak için de menajerlerini zorlamaya başlamış. Zira bir kurt adamı canlandırmak, kendisinin çocukluk hayallerinden biriymiş. En nihayetinde de önce seçmelere katılmayı, sonra da rolü kapmayı başarmış. Normalde Alcide karakterinin 6 bölümde görünmesi planlanırken, Manganiello’nun dizinin düzenli oyuncularından biri haline gelip, final sezona dek dizide yer aldığını da belirtelim.
5- Dizideki vampir dişleri, çıngıraklı yılanlardan esinlenerek tasarlandı.
Vampirleri gördüğümüz her fantastik dizideki vampirlerin özellikler aynı olmuyor biliyorsunuz; diziden diziye değişen bir vampir özelliği de dişler. True Blood tasarım ekibinin ilk görevlerinden biri, diziye özgü bir vampir dişi tasarlamaktı. İlham almak için diğer vampir dizi ve filmlerine değil de, doğaya bakmayı tercih ettiler. Böyle True Blood’daki uzun vampir dişleri çıngıraklı yılanlardan esinlenerek tasarlandı. Normalde köpek dişlerinin olduğu yerde görmeye alışık olduğumuz vampir dişleri, işte bu sebeple True Blood’da daha farklı bir yerde.
4- Stephen Moyer vampir dişleri konusunda biraz fazla hassas ve korumacıydı.
Dizide Bill Compton karakterini canlandıran Stephen Moyer, vampir dişleri konusunda oldukça hassas ve korumacıydı. Oyuncu 3 set olarak hazırlanan vampir dişleriyle ilgilenmesi için asistanını görevlendirmişti. Oyuncunun asistanı dişleri her gün diş bakım ürünleriyle temizliyordu. Ayrıca bu vampir dişlerinin başına bir şey gelmesinden oldukça korkan oyuncu dişlerini de sigortalatmıştı.
3- Charlaine Harris’in dizide küçük 2 cameosu bulunuyor.
True Blood’ın uyarlandığı kitap serisi The Southern Vampire Mysteries‘in yazarı olan Charlaine Harris, dizinin 2 bölümünde küçük rollerde yer aldı. Yazarın ilk cameosu 2. sezon final bölümü olan “Beyond Here Lies Nothin“de idi. 2. cameo ise serinin final bölümü olan “Thank You“da gerçekleşti.
2- Dizinin bölüm isimleri şarkılara dayanıyor.
True Blood’ın bölüm isimleri, ünlü bir pop şarkısından ya da dini şarkıdan/ilahiden esinlenilerek veriliyordu. Ve bu bölüm isimleri de o bölümde olacaklara dair önceden bir ipucu veriyordu. Bu seçilen şarkı ya bölüm içerisinde ya da kapanış jeneriğinde çalıyordu. Beyond Here Lies Nothin’ (Bob Dylan), I Got a Right to Sing the Blues (Billie Holiday), Fourth Man In Fire (Johnny Cash) bunlardan yalnızca bir kısmı.
1- Dizinin çekilmesine bir diş hekimi randevusu sırasında karar verildi.
Dizinin yaratıcısı Alan Ball‘un kanal tedavisi olması gerekiyordur ve diş hekiminde randevusu vardır. Randevusuna yarım saat erken giden Ball, vakit geçirmek için kliniğin karşısındaki kitapçıya gider. Kitaplara bakınırken Charlaine Harris’in “Dead Until Dark” isimli kitabı gözüne çarpar ve bu kitabı satın alır. Daha sonra bir çırpıda serinin 3 kitabını daha okuyan Ball, bu seriden iyi bir dizi çıkacağına inanır ve… Devamını zaten biliyorsunuz 🙂
True Blood Hakkında Az Bilinen 10 Gerçek listemizi nasıl buldunuz? Sizi çok şaşırtan bilgiler yer alıyor muydu? Yorumlarınızı bekliyoruz!
