IMDb puanı 8.9 olan Thin Lizzie bölümü, 1.6 milyon izleyici sayısı ile, Jensen Ackles‘ın yönettiği “Baby” bölümünden sonra en düşük reyting alan bölümü oldu. Genelde insanlardan Baby bölümünden sonra daha zayıf bir bölüm olduğu yönünde yorumlar gelse de, ben bu bölümü şimdiye kadarki en güzel bölüm olarak buldum. Nedenlerinden yazımın devamında bahsedeceğim.
Eski Günler
Bu başlığa içimden “Eski Günler” demek geldi. Bu dört resmi de, fikrimi desteklemek için özellikle dizinin içinden seçip koydum.
Geçen hafta olan yazımda, Supernatural‘ın eskiye dönmesini ne kadar çok istediğimden bahsetmiştim. Bu haftaki bölümü çok beğenmemin sebebi de buydu işte. Kanlı, hayaletli (tamam hepsinin dekor olduğu ortaya çıktı ama bölümün neredeyse ortasına kadar biz bunu bilmiyorduk), hatta açılış sahnesi inanılmaz tipik olan bir Supernatural izledik. Aynada kendine bakan genç kızın, az sonra çılgın bir şekilde öldürüldüğü bölümler olmadı değil. İşte bu yüzden izlerken adeta kendimi ilk sezonları izliyormuş gibi hissettim, onca şey yaşanmamış gibi… Sam tavan arasını kontrol ederken, Dean sandalyeye çıkarken bir gerginlik kapladı içimi. Tek söyleyeceğim, eski günlerdeki bu havayı tekrar yaşattıkları için çok mutlu ve minnettar olduğum.
Hikayenin Geçmişi
Bilindiği üzere, dizide kullanılan bazı karakterler gerçek hayattan alınma. Bu bölümde de Lizzie Borden dosyasından esinlenilmiş bir hikaye izledik. Merak edenler için çok kısa gerçek hikayeden bahsetmek istiyorum. Lizzie Borden sert bir ebeveyn olan üvey annesi ve öz babası ile yaşayan genç bir kadındır. Bir gün üvey annesi yatağının yanında, babası ise koltukta, ikisi toplam 40 balta darbesi alarak öldürülmüş olarak bulunur. Lizzie’yi suçlayacak kadar kanıt yoktur fakat suçu işlediğine kesin gözü ile bakılır çünkü suçun hemen sonrasında kanlı kıyafetlerini kirlendiği gerekçesi ile yaktığını gören tanıklar vardır. İşte kardeşlerin üzerinde çalıştığı davada da Lizzie Borden’ın evi aynen gerçek hayattaki gibi yatak-kahvaltı pansiyonuna dönüştürülmüştür.
Sam’in seri katil takıntısı açıkçası beni mutlu ediyor. Dizide, tarihi gerçeklerin kurguya dönüştürülmüş halinden bölümler yapılması, izlerken nasıl uyarladıklarını görmek, heyecan verici oluyor.
Amara
Bu bölümde Cass ve Crowley’i hiç görmedik. Gerçekten de Comic-Con’da söyledikleri gibi konuk oyuncu olarak yer almaya devam ediyorlar. Hal böyle olunca bu bölümün gizli yıldızı Amara’dan bahsetmek zorundayım.
Amara’nın aldığı ruhlar, Crowley’nin hizmetkarları olunca, ölüyorlardı. Çünkü onlar çok uzun zaman önce ölmüş olan ve sadece ruhun ayakta tuttuğu şeytanlardı. Crowley bunu zaten anlatmıştı, sadece hatırlatmak istedim. Bu bölümde ise ruhlarını aldığı insanların üstünde bir sürü farklı etki yarattığını görmüş olduk. Jenna delirip bir katile, Len insan gibi davranmaya çalışan duygusuz bir adama, Sydney ise bölümün odak noktası olan seri katile (Jenna’dan biraz daha farklı bir düşünce ile) dönüştü. Ayrıca artık biliyoruz ki Amara, insanlara inanılmaz bir mutluluk ve rahatlama, eskiden yapamayacağı her şeyi yapabileceğine inanma gücü veriyor. Kötülükten zevk almaya başlayan insanlar, öldürülmeden durdurulamayacak hale geliyorlar. Öte yandan, arkasında cesetler bırakarak ilerleyen ve durdurulamaz bir hızla büyüyen Amara, kardeşleri takip ediyor ama karşılarına çıkmıyor. Fakat biliyoruz ki, bir şekilde kardeşler ile bağının kopmasını istemiyor. Len’in ruhunu bile sanki kardeşlerle bağ kuracağını bile bile alıyor. Dizinin sonunda Dean’e görüşürüz de dedi, bunun olacağını zaten biliyorduk ama ufak bir rahatsızlık hissi vermedi değil.
Halen Amara’nın nasıl bir etkisi olacağını bilmiyoruz. İnsanların ruhlarını alarak tek tek kötüye çevirmesi zor iş ve biraz da zayıf kalmış açıkçası. Tamam daha henüz büyümesini tamamlamadı fakat bize Amara’nın yapabileceği büyük ve gerçek bir kötülük göstermelerinin zamanı geldi bence. Zaten bu fikrimi, Sam ve Dean’in arabalarının önündeki konuşmalarında da duyuyoruz. Sam artık Karanlık’ın ne olduğunu, ne yapabildiğini öğrenmek istediğini söylüyor.
Dean & Sam
Şu sahne muhtemelen dizinin en huzurlu anlarından biriydi. Sevgili Impala’mızın önünde oturan kardeşler, rahatlamış bir şekildeler ve artık biraz daha kendilerine gelmiş durumdalar. İlk bölümlerdeki panik ortadan kalktı. Karanlık ile savaşmaya hazırlar. Her ne pahasına olursa olsun.
Sam Dean’e, Amara ile iken mutlu hissedip hissetmediğini sordu. Dean ise hayır cevabını verdi. Ben bu cevabın geçen sezonlardaki gibi yalan olmasından çok korkuyorum. Çünkü genel olarak Supernatural’da, kardeşlerin tehlike içerisinde olup olmadığını merak ederiz. En son birbirlerine söylediklerinden bir tehlike olmadığına inanıp derin bir nefes alırız. Fakat ilerleyen bölümlerden birinin son sahnesinde, bunun yalan olduğunu anlar ve başlarının belada olduğunu öğrenip, içimizde büyüyen huzursuzlukla bölümü sonlandırırız. Umarım bu sefer farklıdır ve Dean, Karanlık’ın etkisi altına girmemiştir.
Nihayet Sam’in gördüğü “öngörüler” dikkate alınmaya başlandı! Hiç birinin ne gördüğü ne de yaşandığı önemsiz ve ya hastalık/hayal ürünü olamaz. Artık bu kadar olaydan sonra, en ufak şeyin bile değerli olduğunu anlamaları gerekir Haftaya da bir öngörü ile karşı karşıya kalabiliriz gibi.
Bu bölümün iki duygusal sahnesi vardı bana göre. Birincisi Len ile konuşan Dean’in hala içinde bir umut olduğunu görmemiz. Şaka yoluyla Len’i öldürmek istemesine rağmen aslında masum bir insana asla zarar veremeyeceğini öğrenmemiz. Zaten Dean’in aslında yufka gibi bir yüreği olduğunu biliyoruz. Ama insanlara yardım ettiğini, onlarla konuştuğunu görmek daha bir etkili oluyor. İkinci sahne ise Sam’in anne ve babasını aynı anda kaybeden çocuk ile yaptığı konuşma oldu. Yaşadığı kötü şeylere rağmen ayakta durmayı başaran kardeşlerin geçmişleri söyle bir gözümüzün önünde geçti. Çocukta Sam’in küçüklüğünü, yalnızlığını ve korkaklığını gördük.
Gelecek Bölüm – Our Little World
–Bu bölümde, yerel bir gazetenin fotoğrafçısı olan ve hayatından çok memnun bir Metatron göreceğiz. Nihayet genç John’dan sonra özlenen karakterlerden biri daha dizide boy gösterecek
–Crowley ve Cass’i geçen bölümde görememiştik. Bu bölümde oldukça yer alacaklar gibi.
–Amara artık tam bir genç kız olmuştur. Onu bulup, zorla cezalandıran Crowley’e Amara’dan tam bir ergen tepkisi gelir: “Odamdan defol!”
–Sam’in Dean’e olan sorusundan anlıyoruz ki kardeşler yerini buldukları anda Amara’yı avlamaya gidecekler. Belki de bu bölümde buluyorlardır bile.
–Sam ve Dean’in bu bölüm avladıkları bir yaratık olacak. Artan ölü ayısından sorumlu bir yaratık!